PASSE AVANT
Zamanın ilerlediği puslu bir kış günü,
kucaklıyor akşam,
karanlığının ahenkli çöküşünü.
Elli yaşlarında bir adam volta atıyor
bir sağa bir sola, biraz hüzünlü.
Kırmızı, yeşil renklerde bayrak asmış krem renkli bir binanın avlusunda,
elinde lacivert bir çanta,
ileri, geri hareket ederken
sanki koyuyor birilerine posta.
Pusların eşiğinde soluklanan sessiz Adam
duruyor, yolun diğer ucunda, köprünün ortasında .
Bıyıklı, siyah fötr şapkalı ve gözlüklü.
Altın kaplı cep saatini
cebinden çıkartarak doğrultuyor gözlerimden içeri.
Hareket ediyor saniyenin göstergesi.
Saat kontrol altına alıyor çevresindekileri.
Mavi çantalı adamın voltası da saatle aynı tempoda ritimli.
Sessiz adam saatle beraber büyümeye başlıyor.
Büyüyor, büyüyor, büyüyor.
Lacivert çantalı adam ufacık kalıyor.
Aslında etraftaki herkes ufacık kalıyor.
Saat büyüdükçe herkesi kendisine tutsak ediyor.
Adam büyüdükçe dönüp dönüp uzaklaşmaya başladığı dünyaya bakıyor;
aşağıda Kudüs’ü görüyor,
Doğusunda Asya, kuzeyinde Avrupa, güneyinde Afrika baş gösteriyor.
Deniz suları nehirlerle damar damar ayrılıyor
Aralarından 420 şehir görünür oluyor
T şeklinde Akdeniz ile birbirinden ayrılmış üç kıta bir daire içinde dönüp duruyor.
İngilitere, Londra, York, Lincoln
Adriatik denizi, İtalya, Roma,
patlayan Etna Yanardağı, İskoçya,
Ganj Nehri, Ölü Deniz, Büyük İskenderin Kampı
Kızıl Deniz, Mısır, İrlanda
Giritteki Minatour labirenti, Cebelitarık boğazı
ve 12 adet Herkülün yiğitlikleri
bitkiler, hayvanlar ve insanlarla bir arada.
Sessiz adam neredeyse dünyanın yarısını kaplayacak ebatta.
Kafası dünyadan görülemeyecek kadar yukarda.
Adam elinde dev gibi cep saati ile birlikte
dünya çatısının altında ateş ve sudan yapılmış,
dünya duvarlarını çevrelemiş balkona yaslanıyor.
Balkonun dört bir yanından ağzından ateş saçan, korku yayan ejderhalar
ve tam karşısından altınla yazılmış M-O-R-S harfleri
adamı selamlıyor.
Cennet Bahçeleri ateş ve sudan yapılı çemberin içinde,
kıyamet günü dışında kalıyor.
Unicornlar, akdenizin deniz kızları, nuhun gemisi, kalp kafalı adamlar, köpek kafalı insanlar, insan başlı kuşlar, büyük ayaklı adamlar,
Mezapotamya yakınlarında Babylon, at ayaklı insanlar
balkondan içerde;
Kapısında melekler bekleyen, gökkuşağı ile renklenmiş cennet, ejderhanın midesindeki cehennem ve tabutlarından çıkan ölüler
dışarda.
Aslanlar, leoparlar, akrepler, ayılar, tahta kule giymiş filler, çift hörgüçlü develer,
mısırdaki timsahlar, kanatlı kırmızı semenderler, asyadaki kızıl akbabalar
el yazması metinler, dilden dile anlatılan hikayeler
dairenin içinde
izleyenler, gözleyenler, şahitlik eden, dile getirenler
dairenin dışında .
Sessiz Adam büyüdükçe gördüklerine hayran kalıyor ve bu görsel şenliği dokuyanlara şükür duasını esirgemiyor.
Saat balkonun dışına taştıkça ağırlaşıyor, taşınamaz bir hal alıyor ve adam saati uzay boşluğuna fırlatıyor.
Dünyadaki tüm saatler,
uzay boşluğuna doğru dev saatin peşinden gidiyor.
Saatler ata binmiş boşlukta ilerleyen ve başını geri çevirip sağı sola kaymış dünya görüntüsüne eli ile selam eden ve ‘’Passe Avant / Ötesine Geç’’ diye seslenen bir adamın yanından geçiyor ve sonsuzluğa gömülüyor
Böylece, dünya saatsiz kalıyor.
Zaman da mavi çantalı adam ve tüm varlıklar üzerindeki etkisini yitiriyor.
Saatsiz ve zamansız,
ve mekansız bir çağ başlıyor.
Ama asla bitmiyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumlar